Ahmet Kaya’nın Şafak Türküsü ile başlayan eylül yaprakları o türkünün mirasçılarının şafağı göremeden mapusluğa düşmeleri ile kapanmak üzere.
Ülkeyi göbeğinden ikiye ayırdığını düşündüğümüz bir referandumun göbeklenerek sonuçlanması, Tophane’deki sanat sevicilerinin dondurulmuş portakal manyağı yapılması, kırk yıllık bir örgütün ipe sapa gelmez gerekçelerle kulak, prömiyerini Selimiye Kışlasına göndermek istediği başarısız havan topu talimiyle açan bir hücre örgütünün boynuz sayılması aklıma ilk gelenler. Bence bu konular hakkında konuşmamız gereken şeyler var.